BIBLIYOGRAFYA
.
1959 yılında Bursa’da doğdu.
4,5 yaşında başladığı öğrenim hayatında, yüksek öğrenimi sürecinde, ilk önce, 1979 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, M.M.Y.O.’ nu bitirdi.
1980’de Yüksek lisansını, İstanbul Üniversitesi, İşletme Fakültesi’nde İşletme Yöneticiliği İhtisası programında (MBA) tamamladı.
1989’da Bahattin Odabaşı atölyesinde başlamış olduğu resim çalışmalarına akademik bir yön vermek üzere,
1994' te bu kez sanat üzerine üniversite eğitimi almak için, Marmara Üniversitesi, A.E.F. Resim-İş Eğitimi Bl.,Resim Ana Sanat Dalı’na başladı.
1998 'te Marmara Ün., A.E.F. Resim Bölümünü “Üstün Başarı Belgesi” alarak birincilikle bitirdi.
2001 yılında ikinci yüksek lisansı, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yaptığı Resim + Grafik Yüksek Lisansını en yüksek derece ile tamamladı.
Çeşitli atölyelerde resim-desen, baskı teknikleri, grafik, heykel, seramik, karanlık oda fotoğraf çalışmaları yaptı.
Prof. Dr. Dinçer Erimez ve Prof. Dr. Selçuk Mülayim ile Sanat Tarihi ve Üslup Araştırmaları üzerine çalıştı.
2 lisans ve 2 yüksek lisans diplomasına sahip olduğu bu yıllar içinde;
Eczacıbaşı Holding’te Araştırma Uzmanlığı görevinde bulundu,
Desen çalışmalarının yanı sıra, bir dönem tezhip çalışmaları yaptı.
İFSAK’ ta fotoğraf sanatı ve teknikleri üzerine usta sanatçılardan dersler aldı, fotoğraf çekimlerine başladı.
Ve, finansal konularla ilgilenmeyi, o konuyu sevenlere bırakıp sanata ağırlık verdi.
“Türkiye’de 1923’ten-2000’e Plastik Sanatlar Eğitimi Bibliyografyası"hazırladı.
2002-2004 yılları arasında, Türkiye’nin ilk ve en eski mimarlık dergisi olan Arkitekt Dergisi’nin Yayın Yönetmenliği ve Editörlüğünü yaptı.
80'i aşkın kişisel, uluslararası, karma ve grup resim sergisine katıldı.
3 fotoğraf sergisi açtı.
Medcezirlerin Renkli Gölgesi isimli öykü-şiir kitabı yayınlandı.
Yurtdışında ve yurtiçinde çeşitli televizyon ve radyo kanallarının ana haber, kültür-sanat programlarına konuk edildi. Yazılı basında çalışmalarına yer verildi.
Güzel Sanatlar Birliği Resim Derneği Yönetim kurulundadır.
Marmara Grubu kurucularından olup, GESAM, SESAN, Ressamlar Derneği ve Güzel Sanatlar Birliği Resim Derneği üyesidir.
“Who is Who in Turkey” de yer almaktadır.
Özel ve tüzel koleksiyonlarda resimleri ve fotoğrafları bulunmaktadır.
1959 yılında Bursa’da doğdu.
4,5 yaşında başladığı öğrenim hayatında, yüksek öğrenimi sürecinde, ilk önce, 1979 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, M.M.Y.O.’ nu bitirdi.
1980’de Yüksek lisansını, İstanbul Üniversitesi, İşletme Fakültesi’nde İşletme Yöneticiliği İhtisası programında (MBA) tamamladı.
1989’da Bahattin Odabaşı atölyesinde başlamış olduğu resim çalışmalarına akademik bir yön vermek üzere,
1994' te bu kez sanat üzerine üniversite eğitimi almak için, Marmara Üniversitesi, A.E.F. Resim-İş Eğitimi Bl.,Resim Ana Sanat Dalı’na başladı.
1998 'te Marmara Ün., A.E.F. Resim Bölümünü “Üstün Başarı Belgesi” alarak birincilikle bitirdi.
2001 yılında ikinci yüksek lisansı, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yaptığı Resim + Grafik Yüksek Lisansını en yüksek derece ile tamamladı.
Çeşitli atölyelerde resim-desen, baskı teknikleri, grafik, heykel, seramik, karanlık oda fotoğraf çalışmaları yaptı.
Prof. Dr. Dinçer Erimez ve Prof. Dr. Selçuk Mülayim ile Sanat Tarihi ve Üslup Araştırmaları üzerine çalıştı.
2 lisans ve 2 yüksek lisans diplomasına sahip olduğu bu yıllar içinde;
Eczacıbaşı Holding’te Araştırma Uzmanlığı görevinde bulundu,
Desen çalışmalarının yanı sıra, bir dönem tezhip çalışmaları yaptı.
İFSAK’ ta fotoğraf sanatı ve teknikleri üzerine usta sanatçılardan dersler aldı, fotoğraf çekimlerine başladı.
Ve, finansal konularla ilgilenmeyi, o konuyu sevenlere bırakıp sanata ağırlık verdi.
“Türkiye’de 1923’ten-2000’e Plastik Sanatlar Eğitimi Bibliyografyası"hazırladı.
2002-2004 yılları arasında, Türkiye’nin ilk ve en eski mimarlık dergisi olan Arkitekt Dergisi’nin Yayın Yönetmenliği ve Editörlüğünü yaptı.
80'i aşkın kişisel, uluslararası, karma ve grup resim sergisine katıldı.
3 fotoğraf sergisi açtı.
Medcezirlerin Renkli Gölgesi isimli öykü-şiir kitabı yayınlandı.
Yurtdışında ve yurtiçinde çeşitli televizyon ve radyo kanallarının ana haber, kültür-sanat programlarına konuk edildi. Yazılı basında çalışmalarına yer verildi.
Güzel Sanatlar Birliği Resim Derneği Yönetim kurulundadır.
Marmara Grubu kurucularından olup, GESAM, SESAN, Ressamlar Derneği ve Güzel Sanatlar Birliği Resim Derneği üyesidir.
“Who is Who in Turkey” de yer almaktadır.
Özel ve tüzel koleksiyonlarda resimleri ve fotoğrafları bulunmaktadır.
Halen, Feneryolu’ndaki atölyesinde profesyonel olarak resim, fotoğraf ve yazı çalışmalarını sürdürmektedir.
.
profil
+k+yaz%C4%B1l%C4%B1.jpg)
BAŞLARKEN...
.
Sen şair değilsin, ben de yazar; ne çıkar!
Hani diyor ya biri;
“Herkesin bir kitabı olmalı. Roman, öykü, deneme, şiir kitabı... hiçbiri olmaya çalışmadan sadece bir kitap”.
Anlatmalı kendini, pancar motorlarını, lüferleri, sazanları, rakı şişesinde balık olmalarını..
Gülleri, nilüferleri, küstüm otlarını, mavi mineleri, unutmabenileri..
Yollarını, denizlerini, bulutları, sevmeleri, unutmaları..
Gülüşünü, ağlamaları, çocukları, çocuk kendini.
.
Sen şair değilsin, ben de yazar; ne çıkar!
Hani diyor ya biri;
“Herkesin bir kitabı olmalı. Roman, öykü, deneme, şiir kitabı... hiçbiri olmaya çalışmadan sadece bir kitap”.
Anlatmalı kendini, pancar motorlarını, lüferleri, sazanları, rakı şişesinde balık olmalarını..
Gülleri, nilüferleri, küstüm otlarını, mavi mineleri, unutmabenileri..
Yollarını, denizlerini, bulutları, sevmeleri, unutmaları..
Gülüşünü, ağlamaları, çocukları, çocuk kendini.
"Medcezirlerin Renkli Gölgesi " nden - F.Gülgün Engin -
.
HIC
yazıyorum
çiziyorum
merak ediyor soruyor düşünüyorum
uçuyor
kaçıyor
hiç oluyorum
TUVALIMDE CIZGILER RENKLER
.
Tuallerimin üstündeki, kağıtlardaki renkler, çizgiler, anların bendeki izleri. Yüzleri yok, bedenleri de... Gölgeleri sadece, kazınıp kalmış içime.
Renk olmuş yaşananlar. Düzlem görüntüsünde; sonsuzluğa uzanıyorlar oysa. Başlar eğilmiş bazen, yüzyüze ya da dönmüş arkasını. Eller dokunma mesafesinde, bedenler her yönde.. Diğerlerinin yanında görünse de, kendiyle hesaplaşmada renklerden biri, insan bedenli... Başkası, tepesine dikilmiş birinin hesap soruyor, cevabı beklemeden. Öbürü, kimseye bakmıyor bile, cool.
Varlıkları birbirine bağlı, biri diğerini var ediyor/düşünmediğinde ise yok.
yalnızlığı düşünmezse, yalnızlık yok,
aşkı düşündüğünde, aşk yanıbaşında.
Kendi sınırlarını çizmişler, her an değişikliğe hazır. Dünyasına birini katmak, bir dünyadan diğerine geçmek her zaman mümkün, denizlerce dalga olup, okyanusa açılmak gibi.
Renkler konuşuyor bedenlerin diliyle. Soğuklar anlaşırken kendi arasında, benzer dilleriyle, sıcak atlıyor bir noktadan, can katmaya, heyecan katmaya. Umudu hatırlatmaya. Denge kuruyor çizgiler renk olan bedenin yumuşaklığıyla, sınırlarının belirleyiciğinde.
.
Tuallerimin üstündeki, kağıtlardaki renkler, çizgiler, anların bendeki izleri. Yüzleri yok, bedenleri de... Gölgeleri sadece, kazınıp kalmış içime.
Renk olmuş yaşananlar. Düzlem görüntüsünde; sonsuzluğa uzanıyorlar oysa. Başlar eğilmiş bazen, yüzyüze ya da dönmüş arkasını. Eller dokunma mesafesinde, bedenler her yönde.. Diğerlerinin yanında görünse de, kendiyle hesaplaşmada renklerden biri, insan bedenli... Başkası, tepesine dikilmiş birinin hesap soruyor, cevabı beklemeden. Öbürü, kimseye bakmıyor bile, cool.
Varlıkları birbirine bağlı, biri diğerini var ediyor/düşünmediğinde ise yok.
yalnızlığı düşünmezse, yalnızlık yok,
aşkı düşündüğünde, aşk yanıbaşında.
Kendi sınırlarını çizmişler, her an değişikliğe hazır. Dünyasına birini katmak, bir dünyadan diğerine geçmek her zaman mümkün, denizlerce dalga olup, okyanusa açılmak gibi.
Renkler konuşuyor bedenlerin diliyle. Soğuklar anlaşırken kendi arasında, benzer dilleriyle, sıcak atlıyor bir noktadan, can katmaya, heyecan katmaya. Umudu hatırlatmaya. Denge kuruyor çizgiler renk olan bedenin yumuşaklığıyla, sınırlarının belirleyiciğinde.
.
Yoklugun cehennem

Hazan

HAZAN
Bahardı, yazdı mevsimler / boran fırtınalar,
kasırgalar içinde. /
Sonra;
" Hazan " oldu tüm mevsimlerin adı..
******************************************************
kasırgalar içinde. /
Sonra;
" Hazan " oldu tüm mevsimlerin adı..
******************************************************
Litografi

NÜ

RULET
.
o kadar ortadayım ki,
ulaşılması en kolayda..
şımarıklığım bunun rahatlığı
/şımarıyorsam/, hayata.
rulet oynayışım kendimle, sıcak!
bir de soğuk derler ölüme..
soğuğu, kalana...
o kadar ortadayım ki,
ulaşılması en kolayda..
şımarıklığım bunun rahatlığı
/şımarıyorsam/, hayata.
rulet oynayışım kendimle, sıcak!
bir de soğuk derler ölüme..
soğuğu, kalana...
.
MAPUS KADIN

PARMAKLIKLAR ENGEL OLAMAZ YETERINCE ISTIYORSAN..
RESİMLERİ HAKKINDA
İlk yıllarda belirgin fırça darbeleri, doku, ışık-gölge, hacim kullanarak yaptığı resim çalışmaları son yıllarda sanatçıyı farklı bir tercih kullanımına getirdi.. Estetik düşünce içinde, plastik unsurları en aza indirme şeklinde bir yöntem seçti kendine.
Olabildiğince yalın ama asla basit olmayan.
Tuşelerin ve bilinen anlamda hacimin görünmediği, büyük lekelerle anlatıma yöneldi.
Tuvaline önce, çerçeveler içinde, organik formlarla gölge lekeler yerleşti. Çerçeveler; sınırlarımızdı, kendimizin koyduğu ya da zorla çizilen. Gönlü razı gelmedi sınırları duvarlar örerek ifade etmeye. Çerçeve izin veriyordu sınırı aşmamıza.
Çerçeveler ve çizgiler, zamanla onu daha geometrik anlatıma çekti .
Şimdi yaptığı; figürleri geometrik formlarla stilize edip, renkleri sembolik anlamlarıyla kullanmak ve sağlam bir kompozisyon (grafik düzen) oluşturarak, leke dağılımlarıyla çalışmak. Paletinde bazen pastel, bazen canlı, bazen tek ya da az renk, bazen çok renkle..
Ancak her keresinde renklerin doygunluğuna önem vererek-dikkat ederek..
Resimlerinde insanı; çatışmaları, çelişkileri, arada kalmışlıklarıyla, inançlarıyla yorumlarken, Anadolu motiflerini; elemanlarını, kilim ve mimarisini çağrıştıran sembolik anlatımlarla, yapımıza kaynayan birikimlerin ve kültürün yansımasını ortaya koymaya çalışıyor.
Geleneksel olanla, çağdaşı birlikte, çağdaş sanatın ışığında, çağı yakalayarak.
Yaşadığımız toprakların üzerinde gelip geçen, izlerini sürdüren kültürler, resimlerinde sembolik olarak yer buluyor kendine.
Sonsuzluk simgesi daireler, lahitler, üçlemeler.. Göğün mavisi, doğaya dönüşün yeşili, yaldız renginde; Bizans. Toprağın kahvesi, hakisi. İmparatorluğun bordosu, Kırmızıda aşk, kirli kırmızı da; aşk sanılan, kirletilen.... Bazen desenlerle birlikte, bazen desenlerden ayrı ve hatta bazen desenlere rağmen her biri farklı öyküler anlatıyorlar.
Kadın figürlerinde başı örten formlar; kimlikler aslında. Siyahla, ışık rengiyle, kırmızıyla, baktığı yönle, durduğu yer ve boyutuyla kadın ve erkek figürleri renklerle konuşuyor, ilişkiler kuruyor aralarında.
Algılarıyla kendisinde biriktirdiklerini tuvale aktarırken, soyut ve somutu iç içe kullanıyor. Dramatik espaslar koyuyor tuvaldeki elemanlarına. Her biri kendi derinliğini oluştursun, hacmini koysun istiyor ortaya tüm ağırlığı ve dengesiyle.
Sonuçta resmi tüm sadeliğine karşın, “nedir” “nerede” “nasıl” dedirtsin ve en önemlisi; izleyen, aklına takılan bir karede, düşüncesinin sesini duysun içinde istiyor.
PİŞMANLIKLAR, KEŞKELER...
.
Gülerken acımasızdı, güldürürken hesapçı..
Tanıdık sızıydı güllerden akan ılık. Teninde hissettiği var mı yok mu bilmediği dokunuşlar. Ürpertiler nedendi?Binlerce kelime arasından seçememek içinde bulunduğu hali.. hepsi üşüşür üstüne kelimelerin, duyguların. Çok şey vardır bulamazsın hiçbirini... elin ermez, dilin varmaz.
Sevgiyi hissederken en derininde, aşkın can çekişmelerini izlersin diğer yanda için kavrularak. Bedenin özler, sen reddedersin.. yanında, dokunamazsın. Kilometreler vardır aranızda, seversin okşarsın gönlünce/ korkarsın... yine dokunmazsın. Biri yollar kelimelerini, ona yanarsın. Yandığına yanarsın.. Biri, aşığım der sana, ne istersen! Hayatım senin!. Bakarsın...isteyemezsin. Başkası, veremez bilirsin, hayatını istersin. Verirsin hep.
Hayatını istersin kendinin.
Pişmanlıklar, keşkeler... insan öğreniyor birgün; bir işe yaramazlar. Gözyaşlarının gereksiz olmadığını öğreniyor. Ağlayamadığına yanıyor içinin parça parça olduğu anlarda. Bırakıyor bir damlayı özgürlüğüne. Takıp dudağının kenarına bir gülücük, yüreğine kırmızı beyaz bir gül, uzatıyor bulutlara bedenine sığdıramadığı kendini.Parmağında gülün dikeni...Koyu gölgelerin soğuğu eklenmiş pranganın ayazına. Dayanılmaz.. Bir öykü yazmalı; güzel.
Düşmeli bulutlara bembeyaz gölgesi.....
Gülerken acımasızdı, güldürürken hesapçı..
Tanıdık sızıydı güllerden akan ılık. Teninde hissettiği var mı yok mu bilmediği dokunuşlar. Ürpertiler nedendi?Binlerce kelime arasından seçememek içinde bulunduğu hali.. hepsi üşüşür üstüne kelimelerin, duyguların. Çok şey vardır bulamazsın hiçbirini... elin ermez, dilin varmaz.
Sevgiyi hissederken en derininde, aşkın can çekişmelerini izlersin diğer yanda için kavrularak. Bedenin özler, sen reddedersin.. yanında, dokunamazsın. Kilometreler vardır aranızda, seversin okşarsın gönlünce/ korkarsın... yine dokunmazsın. Biri yollar kelimelerini, ona yanarsın. Yandığına yanarsın.. Biri, aşığım der sana, ne istersen! Hayatım senin!. Bakarsın...isteyemezsin. Başkası, veremez bilirsin, hayatını istersin. Verirsin hep.
Hayatını istersin kendinin.
Pişmanlıklar, keşkeler... insan öğreniyor birgün; bir işe yaramazlar. Gözyaşlarının gereksiz olmadığını öğreniyor. Ağlayamadığına yanıyor içinin parça parça olduğu anlarda. Bırakıyor bir damlayı özgürlüğüne. Takıp dudağının kenarına bir gülücük, yüreğine kırmızı beyaz bir gül, uzatıyor bulutlara bedenine sığdıramadığı kendini.Parmağında gülün dikeni...Koyu gölgelerin soğuğu eklenmiş pranganın ayazına. Dayanılmaz.. Bir öykü yazmalı; güzel.
Düşmeli bulutlara bembeyaz gölgesi.....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)